- tavır takınmak
- to assume an attitude
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
tavır almak (veya takınmak) — belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, vaziyet almak Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim. O. V. Kanık Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaziyeti takınmak — herhangi bir tavır takınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavır almak (veya takınmak veya koymak) — (birine karşı) mesafeli davranmak, uzak durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çehre almak — tavır takınmak Benimle yalnız kalınca yine bir nöbet ağlayıp sızlayacaklarını hissettiğim için çatkın bir çehre almıştım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılınmak — tavır takınmak (kadın), nazlanmak; yapılmak, kılınmak, işlenmek I, 64, 394, 508; II, 156; III, 20 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
vaziyet almak — 1) belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, tavır almak, tavır takınmak İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk. Y. K. Karaosmanoğlu 2) karşı çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
davranmak — nsz 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor. T. Buğra 2) e Bir şeye el atmak, girişmek Polisi görünce kaçmaya davrandılar. H. Taner 3) e Bir işi yapmaya hazır olmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kubarmak — nsz, hlk. 1) Hindi veya güvercinin tüyleri kabarmak 2) mec. Çalımlı bir tavır takınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şişinmek — nsz 1) Surat asmak, dargın durmak 2) hay. b. Bazı böcekler, saldırıya uğradıklarında bütün uzantı ve eklentilerini, düşmanını korkutup ürkütecek biçimde yayarak genişletmek 3) hlk. Başkalarına yüksekten bakar gibi bir tavır takınmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
blöf yapmak — karşısındakini yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için aslı olmayan söz söylemek veya aldatıcı tavır takınmak Komplo tertip edenlerin, meclise ve efkârıumumiyeye karşı, ordu ile yapmak istedikleri blöf meydana çıkarıldı. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
POZ — Fr. Fotoğraf alınırken kendine düzen vermek, tavır takınmak. Kımıldamadan durduğu halde kalmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük